Krail Marco Yarış Broşörü |
Krali Marko Trail yarışını İznik Ultra
Maratonunda elime tutuşturulan bir broşür sayesinde öğrendim. Broşürde
korkutucu bir dağ duruyordu. Yarışmaya katılan Makedon sporculardan yarışma
hakkında biraz bilgi aldım. Biraz araştırma yaptıktan sonra bu yarışa gitmeye
karar verdim. Makedonya bize yakındı. Gidilmesi kolay bir yarış olacaktı.
Muazzez’e bu yarış hakkında bahsedince “Bende gitmeyi düşünüyordum. Beraber
gideriz” dedi. Yarışa gitmeye karar verdikten sonra bu sefer sadece koşmayı
değil aynı zamanda Makedonya’yı gezmeyi de düşündüm. Planlamaları Muazzez’e
bıraktım. Çünkü Muazzez Mayıs ayında Makedonya’da gezi amacıyla bulunmuştu. Tüm
planlamaları Muazzez yaptı. Sadece onun yapmış olduğu planlara uydum. Daha
sonra aramıza Haluk Albay da katılınca üç kişilik bir ekip olduk.
Perşembe günü Üsküp’e gittik.
Havaalanında şoförüyle beraber kiraladığımız araba bizi bekliyordu. Şoförle birlikte Üsküp’e
gittik. Yolda giderken akşam Makedonya-Lüksemburg milli maçının olduğunu
öğrendik. Maçın oynanacağı stat hem kalacağımız yere çok yakındı hem de bilet
fiyatları çok ucuzdu. Akşam Makedonya-Lüksemburg maçına gitmeye karar verdik. Makedon
seyircilerin maça olan ilgisi az olsa da bol gollü bir maç olduğu için maçtan
keyif aldık.
Makedonya-Lüksemburg Maçı |
Matka Kanyonu |
Cuma günü Ohri’de kalacaktık. Sabah
erken yola çıkıp Matka Kanyonunu gezip oradan Ohri’ye geçtik. Ohri gölü
manzarası eşliğinde güneşin batışını seyrettik. Matka Kanyonunu ve Ohri gölünü
kesinlikle gezilmesi gereken iki yer olarak değerlendiriyorum. Cumartesi sabah
Ohri Kalesini gezdikten sonra Bitola’daki Atatürk müzesini ziyaret ettik. Müze
ziyaretinden sonra yarışmanın yapılacağı Prilep’e doğru hareket ettik.
Kalacağımız otele yerleştirildikten sonra kayıt işlemleri ve makarna partisinin
yapılacağı otele gittik. Kayıt işlemlerini bitirdikten sonra otele geri döndük;
son hazırlıkları tamamladıktan sonra dinlenmeye geçtim. Artık yarış için
hazırdım.
Matka Kanyonu |
Pazar sabah erkenden kalkıp start
alanına doğru hareket ettik. Saatler 8:06 yı gösterirken start aldık. Yarışın
başlamasıyla beraber öne doğru fırladım. Yarışın ilk 5 km’si ufak çıkışlar olsa
da düzlüktü. Sonrasında 8.5 km’de olan birinci kontrol noktası Treskavec’e
kadar dikti. Son 1 km asfalt yoldan kiliseye çıktık. Kiliseye çıkarken Zihica
“Bu kilisenin Makedonya’nın en güzel kiliselerinden birinin olduğunu fakat geçen
yıl yangından yandığını söyledi.” Tepeyi çıkarken yürümek istiyordum. Fakat
birlikte koştuğum 5 kişinin yürümeye pek niyetleri yoktu. Bu beni biraz
tedirgin etti. Gerçi yarışın başıydı. Ama gruptaki herkes diri görünüyordu.
Bende onlara uyarak batonların yardımıyla kiliseye kadar koştum. Kontrol
noktasına ulaştığımızda 1 saat 4 dakika geçmişti.
Ohri Gölü |
Start Anı |
Kontrol noktasından oyalanmadan
çıktım. Kontrol noktasından sonra yaklaşık 5 km’lik bir iniş vardı. İnişle
beraber 6 kişilik olan grup 4 kişiye düştü. İniş teknik bir inişti. Bazı yerde
kayalıkların üzerinden koştuk. İniş biter bitmez tempoyu biraz artırdım.
Tempoyu artırınca kimse benimle gelemedi. Yaklaşık 1 km sonra keskin bir dönüş
vardı. Keskin dönüşü kaçırınca Zihica beni yakaladı. Diğer iki Makedon sporcu
gelmeyince 18.2 km’deki ikinci kontrol noktası Prilep gölüne kadar Zihica ile
koşmaya karar verdim. Böylece parkur işaretleme mantığını öğrenmiş olacaktım.
İkinci kontrol noktasına Zihica ile beraber girdik. ( 2 saat 4 dakika ) Kontrol
noktasından bir bardak su içtikten sonra noktadan ayrıldım. Zihica’da geride
kaldı. 24.3 km’deki üçüncü kontrol noktası Pletvar köyüne kadar parkur genelde
düzdü. Ara ara ufak çıkışlar vardı.
Pletvar köyüne kadar tempolu bir şekilde koştum. Bu kontrol noktasında da bir
bardak su içtim ve elime 4 parça muz alarak çıktım. Kontrol noktasına
vardığımda 2 saat 33 dakika geçmişti.
Yarışın en zor 5 km’lik kısmı bu
kontrol noktasından sonra başladı. Pletvar köyünden 1747 metredeki Kozyak
(Keçi) zirvesine kadar 1100 metrelik bir rakım kazanımı vardı ve bunun 600
metresi son 2 km’deydi. Arkama bakmadan zirveye doğru koşmaya başladım.
Başlarda bazen koştum bazen yürüdüm. Ama
genelde yürüdüm. Zirveye yaklaştıkça kendimi kötü hissetmeye başladım. Tempom
giderek düştü. Tepeden aşağı doğru baktığımda Zihica’nin geldiğini gördüm.
Teknik toplantıda zirvede top olduğunu söylemişlerdi. Zirveye yaklaştıkça top
görünmeye başladı. Topu görünce şaşırdım. Çünkü zirvedeki top, disko topuydu.
Zirveye disko topu koyacakları hiç aklıma gelmemişti. Zirveye yaklaşınca disko
topuyla selfie çektim. Zirveye ulaştığımda 3 saat 48 dakika olmuştu.
Kozyak (Keçi) Zirvesi |
Zirveden sonra iniş başladı. Ama iniş
kısmı çok teknikti. İlk 3 km’de patika
yoktu. Patika olan yerlerde çok dikti ve patika sürekli “S” çizip durdu.
Kayalıklara ve ufak otlara bağlı işaretleri takip ettim. Bazen yürümek zorunda
kalsam da genelde koştum. 5 km’si çıkış 5 km’si iniş olan bu noktaya 4 saat 29
dakikada vardım. Yokuş aşağı inerken kontrol noktasında içeceğim çorbayı hayal
ettim. Noktaya ulaştığımda “Çorba alabilir miyim” diye sorduğumda “Bu noktada
çorba yok.” cevabını aldım. Bu cevap biraz moralimi bozdu. Kontrol noktasında
çeşme vardı. Önce çeşmeye yönelip 2-3 bardak soğuk su içtim. Sonra çantamdaki
su torbasını çıkartıp içindeki suyu boşalttım. İçine çeşmeden buz gibi suyu
doldurdum. Sonra yiyeceklerin bulunduğu masaya tekrar yöneldim. Ekmek ve peynir
yemeye başladım. Ekmek ve peynir kesmeye başlayınca tekrar çeşmeye yöneldim. Su
içerken ekmek arası peyniri yemeye devam ettim. Kontrol noktasına tekrar
yönelip noktadan 2-3 parça muz alıp noktadan çıktım. Ben noktadan çıkarken
Zihica noktaya giriş yaptı.
Noktadan çıktıktan sonra gücüm yerine
gelmişti. Zirveye çıkarken ki halsizliğim de gitmişti. Zirveye çıkarken büyük
bir ihtimalle rakım değişiminden etkilenmiştim. Bunu da doğal buluyorum. Çünkü
İstanbul gibi deniz kenarı olan bir yerde antreman yapıp rakımı yüksek olan
yerde koşunca rakımdan etkilenmem son derece doğal. 35 ve 37’inci km arası
çıkış vardı. Başlangıçta çıkış kendini pek belli etmese de mesafe ilerledikçe
etkisini gösterdi. 37’inci km’den sonra 41’inci km’deki kontrol noktası olan Sv.Gjorgi
Kilisesine kadar yokuş aşağıydı. Tepe bittikten sonra beni bekleyen bir sürpriz
vardı. İki tane çoban köpeği bana doğru yaklaşmaya başladı. Koyun sürüsünü
koruyorlardı. Köpeklerin sayısı köpeklerin havlamasıyla arttı. Yaklaşık 10
köpek beni kovaladı. Sürünün başındaki çoban köpeklere bir şeyler söylese de
köpekler çobana pek aldırış etmediler. Köpekler iyice yaklaşınca durup onları
kovaladım. Ben kovalayınca kaçan köpekler ben koşmaya başlayınca tekrar
havlayıp beni kovaladılar. Bu olay 5-6 kere tekrar etti. Koyun sürüsünün etrafından
dolaşarak yoluma devam ettim. Koyun sürüsünü geçtikten sonra patika yola
çıktım. Patika yokuş aşağı kiliseye doğru devam etti. Kontrol noktasına
ulaştığımda bu noktada çorba olduğunu öğrendim. Ama ben çorba içmeden yola
devam ettim. Saatime baktığımda 5 saat 14 dakika bitmişti.
Prilep Gölü |
Bir sonra ki kontrol noktası Prilep
gölüydü. İkinci kez bu noktaya uğrayacaktık. Kontrol noktasından Prilep gölüne
kadar yol yokuş aşağıydı. Hızlı bir şekilde koşmaya devam ettim. Kısa bir süre
sonra 47.4’üncü km’deki Prilep gölüne ulaştım. Kontrol noktasında çeşme vardı.
Çeşmeyi ilk geçişimde de görmüştüm. Fakat Zihica çeşmeye yönelirken ben vakit
kaybetmemek için yoluma devam etmiştim. Ama bu sefer çeşmeye uğramaya karar
verdim. Bunaltıcı bir sıcaklık vardı ve sürekli ılık su içmekten midem artık su
içmek istemiyordu. Kontrol noktasına ulaşınca masaya yöneldim. Masadan daha
önce içine su konan bir bardak alıp içindeki suyu boşaltarak çeşmeye yöneldim.
Çeşmeden 2-3 bardak su içtikten sonra yoluma devam ettim. Kontrol noktasından
çıktığımda 5 saat 44 dakika olmuştu.
Son Kontrol Noktasından Ayrılırken |
Artık 18 km kalmıştı. Bunun 6 km’ik
kısmı dik bir çıkıştı ama geri kalan kısmı genelde yokuş aşağıydı. 52’inci
km’ye kadar ara ara çıkışlar olsa da genelde inişti. 52’inci km ve 57’inci km
arası 500 metrelik bir rakım kazanımı vardı. 52’inci km’ye ulaştığımda kendimi
hadi son tepe diye telkin edip yokuşu tırmanmaya başladım. Yarışın başında
yokuş aşağı indiğim tepeyi şimdi yukarı çıkacaktım. Tepeyi çıkmak düşündüğümden
zor oldu. Çık çık bitmedi. İnerken iki çeşme görmüştüm. Öncelikli hedef olarak
bu çeşmelere ulaşmayı seçtim. İlk çeşmeye ulaştığımda 3-4 bardak buz gibi su
içtim. Su adeta beni kendime getirdi. Motive olmuş bir şekilde tırmanmaya devam
ettim. Kısa bir süre sonra ikinci çeşmeye de ulaştım. Zirveye ulaşmaya az
kaldı. Zirveye yaklaşırken son 8 km koşacağım yolun girişini de kontrol ettim. Bu
noktaya konsantre olduğum için kiliseye tırmanacağım patikayı kaçırıp asfalt
yola çıktım. Asfalt yoldan kiliseye çıktım. Patikayı kaçırmak bir hataydı ve bu
hata bana yaklaşık 3 dakika kaybettirdi. Bu kontrol noktasından da fazla
oyalanmadan çıktım. Kontrol noktasından çıkarken saate baktığımda 7 saat 15
dakika olmuştu.
Parkurdan görünüm |
Artık önümde bitiş noktasına ulaşmak
vardı. Kontrol noktasından çıktıktan 500 metre sonra Zihica’yı gördüm. Onu
görmeyi hiç beklemiyordum. Zihica’yı görmek beni şaşırtsa da bitiş noktasına
daha hızlı gitmem için beni motive etti. Artık geri adım atacak durumda
değildim. Yokuş aşağı doğru hızlı bir şekilde koşmaya devam ettim. Bazen patika
kayalık olsa da hızımı düşürmeden koşmaya devam ettim. 61’ıncı km’sinde 500
metrelik bir çıkış vardı. Çıkışı hızlı adımlarla çıktım. Çıkıştan sonra tekrar
iniş başladı. Yarışın 62’inci km’sine geldiğimde son 2.5 km tabelasını gördüm.
Ama önümde brifingde bahsedilen ve Prilep’in her yerinden görülen haç işaretin
bulunduğu tepeye çıkış vardı. Bundan dolayı son 2.5 km yazısı beni çokta mutlu
etmedi. Kendimi son tepe diye motive edip tepeyi tırmanmaya başladığımda birden
işaretlerin aşağı doğru giden patikaya doğru gittiğini gördüm. Nasıl mutlu
olduğumu anlatamam. Hızlı adımlarla işaretin bulunduğu patikaya indim ve tekrar
tempolu bir şekilde koşmaya başladım. Bitiş noktasına yaklaşırken çantamdaki
bayrağı çıkarttım ve orada bulunan bir çocuğun elindeki Makedon bayrağını alıp bitiş
noktasında bulunan kalabalık bir grubun alkışlarıyla bitiş noktasından iki
bayrakla birlikte geçtim. Benden sadece 6 dakika sonra Zihica’da bitiş
noktasından geçti.
Bitiş Anı-1 |
Bitiş noktasında tebrikleri kabul ettikten
sonra otele gittim. Duş yapıp kendime geldim. Muazzez ve Haluk Albayı
beklemek için bitiş noktasına döndüm. Kontrol masasına saat 17:00’da
kapanan Prilep gölü kontrol noktasından bizimkilerin geçip geçmediğini sordum.
“Geçtiler” cevabını alınca tüm ekibin bitiş noktasından geçecek olmasından
dolayı mutlu oldum. Muazzez beklediğimden geç geldi. Bekle bekle bir türlü
gelmedi. Beklemekten bıkınca parkura girip yavaş yavaş yürümeye başladım.
Yaklaşık 400 metre sonra Muazzez’i gördüm.
Bitiş Anı-2 |
Birlikte koşarak bitiş noktasından
geçtik. Muazzez’le beraber vakit kaybetmeden otele gittik. Muazzez duş aldıktan sonra bitiş noktasına bu sefer Haluk Albayı beklemek için döndük. Haluk Albay
düşündüğümüzden daha kısa sürede bitiş noktasına ulaştı. Onu gördüğümüzde şaşırmadık
desek yalan olur. Haluk Albay geldikten kısa bir süre sonra ödül töreni oldu.
Törenden sonra otele dönüp dinlenme moduna geçtik. Yorgunluktan deliksiz
uyumayı beklerken ağrılardan dolayı rahat bir uyku çekemedim.
Ödül Töreni |
Sabah erken kalkıp otelden ayrıldık.
Haluk Albayı da aldıktan sonra Üsküp’e gittik. Üsküp’teki Türk mahallesini ve
Üsküp kalesini gezdik. Birlikte yemek yedikten sonra Haluk Albayı havaalanına
bırakıp Üsküp’e geri döndük. Kalacağımız yere gittik. Akşam Üsküp’ü gezmeyi
düşünüyorduk. Ama sadece düşüncede kaldı. Yorgunluktan evde kalmaya karar
verdik. Bir sonra ki gün arabayı kiraladığımız şirket görevlisiyle buluştuk.
Görevli bizi havaalanına bıraktı ve Makedonya yolculuğu sona erdi.
Gobi March katıldığım ilk
uluslararası yarış olduğu için kürsüye çıkmak benim için bir başarıydı ve
ikinciliği riske atmamak için birinci olmayı denemedim. Kalahari’de kum
engeline takıldığım için, Two Castle ve Persenk Ultra Maratonlarında
kaybolduğum için ikinci olmuştum. Bu sefer başardım. Türkiye dışında bir yarışı
kazandım. Böylesine teknik bir parkurda yarışı kazanmak benim için büyük bir
başarıydı. Bu başarıyı kazandığım ve bayrağımızı en iyi şekilde
dalgalandırdığım için yaşadığım mutluluk tarif edilemez. Bu mutluluğu herkesin
yaşamasını diliyorum.
Krali
Marko Trails Maratonu organizasyonunda emeği geçen herkese teşekkür etmek
istiyorum. Kontrol noktalarında bize her türlü desteği sağlayan gönüllülere,
koşma cesareti gösteren tüm yarışmacılara, Muazzez ve Haluk Albaya, yarışmadaki
kıyafetlerimi sağlayan SALOMON’a,SUUNTO’ya ve yarışma masraflarını karşılayan
Güllük Deniz İşletmelerine çok teşekkür ederim.
Haluk Korkmazyürek-Muazzez Özçelik ve Ben |
DAHA NİCE YARIŞLARA VE BAŞARILARA
Suunto gözüyle yarışma parkur bilgileri :
Yarış
Sonuçları :
Erkekler
:
1
|
Mahmut
|
Yavuz
|
Türkiye
|
07:59:22
|
2
|
Zhikica
|
Ivanovski
|
Makedonya
|
08:05:11
|
3
|
Konstantin
|
Atanasov
|
Bulgaristan
|
08:28:06
|
Kadınlar
:
1
|
Mariya
|
Nikolova
|
Bulgaristan
|
09:43:23
|
2
|
Rosica
|
Kostova
|
Makedonya
|
10:16:54
|
3
|
Lili
|
Angelova
|
Bulgaristan
|
10:27:42
|